Gebeliğin 20. haftasından önce kendiliğinden sona ermesi durumu düşük (abortus) olarak adlandırılır. Bilinen gebeliklerin %10’u ila %20’si düşük ile sonuçlandığı bilinmektedir. Fakat bu oran gerçekte çok daha yüksektir. Düşükler, henüz anne adayının gebe olduğunu fark etmediği çok erken dönemlerde de meydana gelebilir.[1]
Düşüklerin çoğu gebeliğin 12. haftasından önce gerçekleşir. İlk 12 hafta içerisinde meydana gelen düşükler, erken düşük olarak adlandırılır. Erken düşük ihtimali ortadan kalktıktan sonra diğer bir deyişle gebeliğin ilk 12 haftasında düşük meydana gelmediğinde, gebeliğin ilerleyen döneminde düşük oluşma ihtimalinin %1 ila %5 arasında değiştiği ifade edilebilir.[2]
Düşük Neden Olur?
Gebeliğin ilk 3 ayından olan düşüklerin en sık nedeni (%80) bebekte genetik problem (doğuştan sakatlık) olmasıdır. Genetik nedenler dışında enfeksiyon, kan pıhtılaşması (trombofili),rahimde perde, miyom gibi birçok faktör düşüğe neden olabilir.
Üst üste 2-3 düşük olması durumunda düşük nedenleri araştırılmalı, ondan sonra tekrar gebe kalmaya izin verilmelidir.
Düşük Çeşitleri
Düşük çeşitlerine bakıldığında 4 çeşit düşük vardır.
- Komplet abortus
- İnkomplet abortus
- Abortus insipiens
- Missed abortus
Komplet abortus denildiğinde gebelik materyalinin hepsinin kendiliğinden dışarı atıldığı, rahimde parça kalmadığı düşük çeşididir. Komplet abortus tanısı ultrasonla konur. Ultrasonda rahim duvarı incedir ve düzenlidir. Komplet abortus tipi düşük sonrası kürtaja gerek yoktur.
İnkomplet abortus demek düşük sonrası içerde parça kalan düşük çeşididir. Gebelik materyalinin bir kısmı dışarı atılmış, bir kısmı hala rahim içindedir. İnkomplet abortus sonrası rahimde kalan parçaların temizlenmesi gerekir.
Abortus insipiens kaçınılmaz düşük demektir. Bebek hala rahim içindedir ama rahim ağzı açılmış ve kanama başlamıştır. Abortus insipienste bebeğin kendiliğinden düşmesi beklenir.
Missed abortus anne karnında bebeğin kalp atışlarının durmasına bağlı gebelik kaybıdır. Missed abortusta eğer gebelik sonlandırılmazsa DIC (annenin zehirlenmesi) gibi önemli bir komplikasyon görülebilir. Bu nedenle missed abortus tanısı konduysa kürtajla veya ilaçla gebeliğin sonlandırılması gerekir.
Düşükte Gelen Parçalar Nasıl Olur?
Düşükte gelen parçaların miktarı ve rengi gebelik haftasına göre değişir. Gebelik haftası arttıkça düşükte gelen parçaların miktarı artar. Pıhtılı kanla beraber bebeğe ve bebeğin eşine ait parçalar gelir. Düşük sonrası kanama yaklaşık 1 hafta sürebilir. Düşük sonrası kanama çoksa veya uzun sürüyorsa rahimde parça kalması ihtimaline karşı ultrasonla kontrolü şarttır.
Düşükten Sonra Parça Kalması Belirtileri
Düşükten sonra parça kalmasının belirtileri şu şekilde sıralanabilir.
- Yoğun kanama
- Uzun süren kanama
- Şiddetli kasık ağrısı
- Ateş
Bu belirtiler varsa mutlaka doktorunuzla görüşün ve içerde parça kalıp kalmadığı ultrasonla kesinleştirilsin.
Düşükten Sonra Parça Kalmasının Riskleri
Düşükten sonra parça kalmasının 2 riski vardır.
- Kanama
- Enfeksiyon
Rahimde parça kalması durumunda aşırı kanamaya bağlı anemi, adet düzensizliği gibi sorunlar görülebilir. Enfeksiyon da rahimde parça kalmasının sonuçlarından biridir. Eğer bu enfeksiyon tedavi edilmezse tüplerde tıkanıklığa neden olabilir. Buna bağlı olarak da kısırlık veya dış gebelik gibi komplikasyonlar görülebilir.
Bu nedenle düşükten sonra rahimde parça kalması durumu söz konusu ise kanama ve enfeksiyondan korunmak için kürtajla rahimin temizlenmesi gerekir.
Rahim içerisinde parça kalması enfeksiyon dahil olmak üzere çeşitli riskleri de beraberinde getirecektir. Yine de her düşük sonrası kürtaj gerekmez. Nitekim genellikle 6-7 haftadan küçük düşüklerde çoğunlukla kürtaj gerekmez. Çünkü 6-7 haftalık düşüklerde gebelik materyali ve eklerinin hepsi kendiliğinden dışarı atılır. Yani içerde parça kalmaz ama yine de düşük sonrası rahimde parça kalıp kalmadığının kesinleşmesi için ultrason muayenesi yapılmalıdır.
Tekrarlayan Düşüklerde Yapılması Gereken Testler
Ardışık 2-3 düşük yaşanmasına tekrarlayan düşük, tıbbi adıyla habitüel abortus denir. Habitüel abortus olması durumunda aşağıdaki testler yapılarak düşük nedeni ortaya konmalıdır.
- Anne ve baba adayının genetik analizi
- Rahim filmi (HSG)
- Kan pıhtılaşması testleri
- Rutin kan testleri
Düşükten Sonra Rahmin Temizlenmesi Şart mı?
Düşükten sonra rahimin temizlenmesi şarttır. Ancak bunun için mutlaka kürtaj gerekmez. Eğer hastanın aşırı kanaması yoksa, enfeksiyon bulgusu yoksa ilaçla rahimin temizlenmesi sağlanabilir. Bu ilaçlar rahim ağzını açarak içerde kalan parçanın dışarı atılmasını sağlar.
Ancak hastanın kanaması çoksa, vital bulguları stabil değilse ilaçla değil direk kürtajla rahimin temizlenmesi gerekir. Bu şekilde müdahale ile hastanın kanaması hızlı bir şekilde durdurulabilir.
Hangi Durumlarda Düşük Sonrası Kürtaj Yapılması Gerekir?
Düşük belirtileri yaşayan kadınların zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına başvurması gerekir. Öncelikle düşüğün kesinleştirilmesi ve eş zamanlı olarak rahim içerisinde parça kalıp kalmadığının belirlenmesi için ultrason çekilmesi gerekir. Rahim içerisinde gebelik dokusu kalmadıysa bu noktada kürtaj yapılmasına gerek yoktur. Ancak rahim içerisinde doku varsa düşük sonrası kürtaj gerekir. “Kürtaj nasıl yapılır?” hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayabilirsiniz.
Düşük sonrası rahimde parça kalması durumunda 3 yöntem uygulanabilir.
- Bekleme yöntemi
- İlaç tedavisi
- Kürtaj
Bu yöntemlerden ilki bekleme yöntemidir. Düşük gebeliğin ilk trimester döneminde gerçekleşmişse düşükten sonra 7-14 gün beklenerek gebelik dokularının kendiliğinden dışarı atılması beklenebilir. Bu süre zarfında ağrı ve kanama azalmışsa ya da tamamen durmuşsa düşüğün sonlandığı anlaşılabilir. Eğer semptomlar bitmediyse ya da ağırlaştıysa düşüğün henüz başlamadığı ya da henüz bitmediği anlaşılır. Kanama çok fazlalaştıysa ya da ateş yükseldiyse zaman kaybetmeden tıbbi destek alınması gerekir.
Diğer bir yöntem ilaç tedavisidir. Bekleme yönteminin tercih edilmesi istenmiyorsa, uzmanlar tarafından önerilmiyorsa ya da düşük belirtilerinden sonraki 2 haftada semptomlar geçmediyse rahim ağzının açılması ve gebelik dokularının atılması amacıyla ilaç tedavisine başlanabilir. İlaç tedavisi genellikle birkaç saat içerisinde etkisini gösterir. Ağrı, kramp ve yoğun vajinal akıntı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Hatta kanamalar 3 haftaya kadar devam edebilir.
Düşükten sonra rahimde parça kalması durumunda tercih edilebilecek bir diğer yöntem kürtajdır. Özellikle süreklilik arz eden yoğun bir kanama varsa, enfeksiyon belirtileri gözlemleniyorsa, bekleme ve ilaç yöntemleri denenmesine rağmen sonuç elde edilememişse cerrahi kürtaj tek seçenek haline gelir.
Cerrahi kürtaj sırasında rahimdeki parçalar ultrason eşliğinde tamamen alınır. Bu kapsamda düşüğün gerçekleştiği gebelik haftası ve annenin genel sağlık durumu doğrultusunda vakumlu kürtaj ya da dilatasyon küretaj tercih edilebilir. Kürtaj yöntemi de kürtaj sırasında tercih edilen anestezi yöntemi de kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından belirlenir.[3]
Düşük Engellenebilir mi?
Özellikle istenen ve planlanan gebeliklerde meydana geldiğinde hem fiziksel hem de psikolojik anlamda ciddi sorunlar yaşanmasına neden olabilen düşüğün engellenmesi her zaman mümkün olamaz. Yine de düşük riskinin minimize edilmesini sağlayacak birkaç öneri sunulabilir.
Gebelik boyunca rutin muayenelerin ihmal edilmemesi, alkol ve sigara kullanımının gebelik boyunca bırakılması, gebelik öncesi ve sonrasında sağlıklı kiloda kalınması, enfeksiyon kapmamak için dikkatli olunması, günlük kafein tüketiminin 200 miligramın altında tutulması, gebelik sırasında önerilen vitamin ve takviyelerin kullanılması ve sağlıklı beslenme ile düşük ihtimalinin azaltılması mümkündür.[4]
Sağlıkla ve sevgiyle kalın…
Referanslar
[1] https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/pregnancy-loss-miscarriage/symptoms-causes/syc-20354298
[2] https://www.marchofdimes.org/complications/miscarriage.aspx
[3] https://www.nhs.uk/conditions/miscarriage/what-happens/
[4] https://www.healthline.com/health/miscarriage#prevention